KÛN FE YEKÛN

İnsanoğlu aciz, insanoğlu evvellinden güçsüz ve yitiktir aslında.
Ta Hz. Adem'den beri bir şeylerin mücadelesi içinde ve hep gaye sanılan gayesizliklerle bocalayıp durur insanoğlu.
Bazen huzur adı altında gelip geçici dünyalıklara sarılarak günlük heves ve ezaların peşinde boş yere ömür tüketip durur ve kazanımlarını bir başarı sayarak aslında yitirdiklerinin farkından olmadan yaşar insanoğlu.
Şöyle bir düşünün bakalım, dünyanın tüm nimetleri sınırsız ve sonsuz sizin elinizde olsa ne yazar. Bunları kısacık bir ömür için heves etmeye değer mi sizce ya da yalan mutluluklar, geçici hevesler peşinde hülyalanmaya ne gerek  var?
Rabbimin sonsuz kudreti ve sonsuz nimetleri dururken "DÜNYA " denen bu yere tamah etmek ne kadar akıllıca sizce?
Zannımca "NEFS" denen o sonsuz kibir deryasının ve insanoğluna dürtüleri bunlar;  sabretmek, şükretmek ve tamah etmekle aşılamayacak dağ yoktur.
Rabbim öyle yüce ve öyle kudret sahibidir ki sadece kûn fe yekûn sırrınca "OL" demesi fazlasıyla kafidir. Ezel ve ebed her şeyin; mülkün, malın ve canın kısacası yaratılan her şeyin sahibi "O" dur. Bu dünyayı bir tiyatro sahnesi olarak düşünürsek senaryonun da  sahnenin de  oyunun da hem yönetmeni hem yazarı yüce mevladır. Bizler, biçilmiş rolleri oynamak için dünyaya gelmiş aciz ve garip oyuncularız aslında.
Yüce Mevla kudretini kûn fe yekûn sırrı ile nakşetmiştir. Kur'an-ı Kerim'de sıklıkla bahsedilen Allah'ın kudreti birçok yerde de "Kûn fe yekûn" cümlesiyle açıklanmaktadır. İşte Kur'an-ı Kerim'de Kûn fe yekûn cümlesinin geçtiği sureler ve ayet numaraları:

1. Bakara Suresi 117. Ayet
2. Ali İmran Suresi 47. Ayet
3. Ali İmran Suresi 59. Ayet
4. Enam Suresi 73. Ayet
5. Nahl Suresi 40. Ayet
6. Meryem Suresi 35. Ayet
7. Yasin Suresi 82. Ayet
8. Mumin Suresi 68. Ayet

Kûn fe Yekûn Ayetleri ve Mealleri
Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde geçen "Kûn fe yekûn" cümlesinin tam olarak yer aldığı ayetleri ve açıklamalarını sizlere sunuyoruz.

1. Bakara Suresi 117. Ayeti ve Meali:
O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece ''ol, der; o da hemen oluverir."

2. Âli İmrân Suresi 47. Ayeti ve Meali:
(Meryem), “Ey Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?” dedi. Allah, “Öyle ama Allah dilediğini yaratır. O, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece ''ol, der, o da hemen oluverir.'' (Kün feyekün) dedi.

3. Âli İmrân Suresi 59. Ayeti ve Meali:
Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona ''ol, dedi, o da hemen oluverir.'' (Kûn fe yekûn)

4. En`âm Suresi 73. Ayeti ve Meali:
O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır. Allah’ın ''ol, deyip de hemen (Kûn fe yekûn) her şeyin oluvereceği günü hatırla. O’nun sözü gerçektir. Sûr’a üflendiği gün de mülk (hükümranlık) O’nundur. Gaybı da, görülen âlemi de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.

5. Nahl Suresi 40. Ayeti ve Meali:
Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona “ol” dememizdir. O da hemen oluverir.

6. Meryem Suresi 35. Ayeti ve Meali:
Allah’ın çocuk edinmesi düşünülemez. O, bundan yücedir, uzaktır. Bir işe hükmettiği zaman ona sadece “ol!” der ve o da oluverir.

Verilen örnekler ve yazı neticesinde insanoğlunun ne kadar aciz ve ne kadar yitik olduğunun farkına varması gerektiği ve disiplin üzere yaşamasının kendisi üzerindeki etkilerini gözlemleyip yoluna yılmadan tefekkürle devam etmesi gerektiği sonucuna varıyoruz.

Burada yazımıza son verirken haftaya başka bir konuda ve yazıda buluşmak dileğiyle...

Sevgi ve saygılarımla...