© Manset23 2020

AK PARTİ İL BAŞKANI VE KIZILAY BAŞKANI ARASINDA Kİ KİRLİ İLİŞKİLER

Sayısız skandallar ile sürekli gündemde olan ama ne ilginçtir ki kendisine hiç bir şey olmayan geçmiş dönem Ak parti Tunceli İl Başkanı Dr.Sercan Özaydın ile yine bir çok skandal ve rant iddiaları ile ismi anılan Tunceli Kızılay il başkanı Ercan Sadağ’ın vicdanları sızlatan hikayelerini araştırmacı Gazeteci Zülfü Bal Medya Adam Youtube Kanalında belgeleri ile anlattı.

Sayısız skandallar ile sürekli gündemde olan ama ne ilginçtir ki kendisine hiç bir şey olmayan geçmiş dönem Ak parti Tunceli İl Başkanı Dr.Sercan Özaydın ile yine bir çok skandal ve rant iddiaları ile ismi anılan Tunceli Kızılay il başkanı Ercan Sadağ’ın vicdanları sızlatan hikayelerini araştırmacı Gazeteci Zülfü Bal Medya Adam Youtube Kanalında belgeleri ile anlattı.

AK Partinin Kızılay da nasıl yapılandığı ve Kızılay’ın nasıl siyasallaştığını,

Aile şirketine dönüştürülen Tunceli Türk Kızılay’ına genel merkezin nasıl göz yumduğunu,

Alkolden kadına şiddete, torpilden zenginleşmeye kadar bir çok kirli ilişkinin açığa çıkması ve malesef hiç kimsenin bu durumdan rahatsız olmamasını anlatacağız bu haberimizde.

 

KIZILAY'DA YAŞANAN USULSÜZ AK PARTİLİ ATAMALARI VE BANKAMATİK MEMURU SKANDALI

 

Türk Kızılay Tunceli Şubesi’nde patlak veren ve tüm Türkiye’yi sarsan bir skandal kuruma olan güveni derinden sarsacak nitelikte! AK Parti Tunceli il başkanı Sercan Özaydın’ın kardeşi Gürcan Özaydın’ın sınavsız ve ilansız bir şekilde Kızılay’a atanmasıyla başlayan süreç, siyasi bağlantılarla örülü boyutlarıyla dikkat çekiyor.Gazeteci Zülfü Bal, YouTube’daki “Medya Adam ” kanalında Gürcan Özaydın’ın ilansız, sınavsız bir şekilde işe alındığını ve bankamatik memuru olarak 8 ay maaş aldığını belgelediği haberle ilgili ortaya çıkan detaylarda; Özaydın’ın, AK Parti eski Tunceli İl Başkanı ve Genel Merkez Teşkilat Koordinatörü Sercan Özaydın’ın kardeşi olması, usulsüz atama iddialarını daha da çarpıcı hale getiriyor. Skandal bununla da sınırlı kalmıyor; Gürcan Özaydın’ın, Tunceli Kızılay Şube Başkanı Ercan Sadağ’ın göreve gelmesiyle önce yönetim kuruluna alınması, ardından Kerem Kınık’ın tekrar genel başkan seçildiği kongrede oy kullanan delegeler arasında yer alması, sonrasında kadrolu Kızılay memuru yapılması ve AK Parti yönetiminde bir çok pozisyonda  aktif siyaset yapmaya devam ettiğinin belgelerle ortaya konulması sürecin yalnızca bir “atama” meselesi olmadığını ortaya koyuyor.

 

DELEGE OLARAK KEREM KINIK’A OY VERDI SONRA KIZILAY’DA KADROLU MEMUR OLDU

 

Gürcan Özaydın’ın AK Parti’de görev ve aktif siyaset yaparken, Kızılay tüzüğüne aykırı olarak usulsüz bir şekilde önce Tunceli Kızılay Şube Yönetim Kurulu’na dahil edilmesi, ardından ilansız ve sınavsız şekilde kadrolu memur yapılması, yalnızca Kızılay’ın değil, siyasi bağlantılar yoluyla sağlanan kişisel kazançların da sorgulanmasına neden olmuş durumda. Skandalın yeni ortaya çıkan bir boyutuna göre, Gürcan Özaydın, Kerem Kınık’ın yeniden genel başkan seçildiği Kızılay Genel Kurulu’nda delege olarak oy kullandı. Bu durum, Özaydın’ın Kızılay bünyesinde yalnızca bir memur değil, aynı zamanda Kınık’ın seçilmesinde etkili bir figür olduğunu da ortaya koyuyor. Bu çirkin ilişki ağı, Kızılay’ın bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesinden nasıl uzaklaştığını açıkça gözler önüne seriyor.

Kerem Kınık’ın, AK partili yöneticilerle olan ilişkisi ve AK Partili bir İl Başkanının kardeşi olan Gürcan Özaydın’ın atanmasına onay verdiği iddiaları, Kızılay’ın üst yönetiminde siyasi etkilerin ne derece belirleyici olduğunu net şekilde gösteriyor. Kınık’ın genel başkanlığı döneminde, Kızılay’ın siyasi figürlerle olan ilişkileri ve bu tür bağlantılar üzerinden yürütülen AK Parti kadrolaşması, kurumun itibarına çok ciddi zarar verildiğini ortaya koyuyor.

MEVCUT AK PARTI TUNCELİ İL BAŞKANINDAN İLKELİ DURUŞ:

İL BAŞKANI BÜLENT SÜNER, KIZILAY VE ÖZAYDIN AiLESİ ÜZERİNDEKİ USULSÜZLÜĞÜ ORTAYA ÇIKARDI

 

Gazeteci Zülfü Bal’ın CİMER üzerinden AK Parti Tunceli İl Başkanlığı’na yaptığı resmi başvuru sonucunda elde ettiği belgeler, hiçbir liyakat sürecine ve elemeye tabi tutulmadan Kızılay’dan maaş bağlanan Özaydın’ın, aslında Kızılay’da fiilen çalışmadığı; dönemin AK Parti Tunceli İl Başkanı olan abisi Sercan Özaydın’ın görevinden istifa ettiği sürece kadar yani 16 Ocak 2023 ile 18 Eylül 2023 tarihleri arasında 8 ay boyunca özel kalemi olarak görev yaptığını belgelerle ortaya koyuyor. Yaşanan skandalın arka planında, mevcut AK Parti İl Başkanının eski bir AK Parti İl Başkanı ve birinci dereceden yakınının yapmış olduğu usulsüzlüğü ifşa etmesi AK Parti içinde yaşanan iç hesaplaşmaların  da derinleştiğini gözler önüne seriyor.

 

Belgeler, yalnızca Özaydın ailesinin AK Parti ve Kızılay üzerinden sağladığı avantajları değil, aynı zamanda kamu kaynaklarının siyasi çıkarlar uğruna nasıl istismar edildiğini de ortaya koyuyor. Bu durum, hem Kızılay’ın tarafsızlığına hem de kamu yönetiminde liyakat ilkesine olan güveni ciddi şekilde sarsmış durumda. Skandal, kamuoyunda geniş yankı bulurken, Kızılay Genel Merkezinin duruma kayıtsız kalması kafalarda ciddi soru işaretleri oluşturuyor.   

HEM AK PARTİ HEM DE KIZILAYDA ÇALIŞAN  GÜRCAN ÖZAYDIN’IN SİYASİ FAALİYETLERİ

 

Gürcan Özaydın’ın siyasi kariyer geçmişi, Kızılay’daki göreviyle siyasi bağlantılarının nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor:

 

24 Şubat 2021 - 15 Ocak 2023: Gürcan Özaydın, AK Parti Tunceli İl Başkanlığı’nda Büro Elemanı olarak görev yapmış ve bu süre boyunca abisi İl Başkanı Dr. Sercan Özaydın’ın Özel Kalemi olarak tam zamanlı çalışmış.

 

14 Nisan 2021: AK Parti Tunceli İl Teşkilatı’na üye olmuş.

 

4 Kasım 2022: Partide Hatip olarak görevlendirilmiş.

 

16 Ocak 2023 - 18 Eylül 2023: Kızılay’da resmi olarak memur olarak çalıştığı bu dönemde de tam zamanlı olarak abisi Sercan Özaydın’ın Özel Kalemi görevine devam etmiş.

 

10 Ekim 2023: AK Parti Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmış.

 

27 Ekim 2024: AK Parti Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmış ve siyasi görevine devam etmekteymiş.

 

26-27 Ekim 2024: Çemişgezek, Mazgirt ve Merkez İlçe kongrelerinde abisinin fotoğrafçısı ve şoförü olarak siyasi etkinliklere katılmış.

 

Bu süreçte, Gürcan Özaydın’ın Kızılay’dan bankamatik memuru olarak maaş alırken aktif olarak siyasi görevlerini sürdürmesi, Türk Kızılay’ın tarafsızlık ve bağımsızlık ilkeleriyle bağdaşmayan çok çirkin bir tabloyu ortaya koyuyor.

 

KIZILAY TÜZÜĞÜ VE HUKUKİ DÜZENLEMELERE AYKIRILIK

Türk Kızılay, kamu yararına çalışan bir dernek olarak tarafsızlık ve bağımsızlık ilkelerine bağlı kalmakla yükümlü olduğu biliniyor. Kızılay Tüzüğü’nün 5/c maddesi , bu yükümlülüğü şu şekilde tanımlıyor:

“Kızılay, herkesin güvenine mazhar olmak amacıyla, düşmanlıklara taraf olmaz. Hiçbir zaman siyasi, etnik, dini ve ideolojik nitelikteki ihtilaflara girmez.”

Ancak Gürcan Özaydın’ın Kızılay’dan maaş aldığı dönemde AK Parti’de aktif olarak siyasi faaliyetlerini sürdürmesi ve 31 Mart Yerel Seçimlerinde kendisi gibi AK Parti’li siyasetçi olan abisinin emrinde aktif görev alması, yalnızca tüzüğün ihlaliyle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor. 298 Sayılı Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun , kamu yararına çalışan tüm dernek görevlilerinin siyasi faaliyetlerden tamamen uzak durmasını şart koşuyor. Kanunun 62, 63 ve 64. maddeleri , dernek çalışanlarının siyasi partilerle ilişkilerden uzak durmasını ve tarafsızlıklarını muhafaza etmelerini zorunlu kılıyor . 298/63 md: “Umumi menfaatlere hadim cemiyetler ve bunlarda görev almış bulunan memur ve hizmetliler her türlü araç ve gereç ve imkanlarını siyasi bir partinin veya adayın emrinde veya herhangi bir siyasi faaliyette çalıştırmaları, kullanmaları veya kullandırmaları yasaktır. Birinci fıkrada yazılı olanlarla, Kanuna tabi teşekküllerin, siyasi bir partinin lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyuna tesir etmek maksadıyla her türlü yayınlarda bulunmaları yasaktır.”

 

Ayrıca 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 27. maddesi , kamu yararına çalışan derneklerin tarafsızlık yükümlülüğünü şu şekilde belirtiyor: "Kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanı kararıyla tespit edilir. Bu statüyü kazanan derneklerin mallarına karşı suç işleyenler, Devlet malına karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır."

Bu hüküm uyarınca konuya baktığımızda, Gürcan Özaydın’ın Kızılay’dan haksız kazanç elde ederek kurumu zarara uğrattığını ve bu davranışının devlet malına karşı işlenmiş bir suç teşkil ettiğini gözler önüne seren bir tabloyla karşılaşıyoruz.

Türk Kızılay, yine Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'nin Temel İlkeleri çerçevesinde de tarafsızlık ilkesine bağlı olduğunu beyan etmiş bir kuruluş olarak, bu ilkelerden özellikle Tarafsızlık ve Bağımsızlık, Kızılay’ın siyasi faaliyetlerden uzak durmasını gerektirdiğini belirtiyor: Tarafsızlık: " Kızılay, çatışma ve siyasi çekişmelerde tarafsız kalır, yalnızca insani yardım önceliğiyle hareket eder."

Bağımsızlık: "Kızılay, siyasi, etnik ve dini her türlü otoriteden bağımsızdır."

Bu ilkeler ve hükümler Kızılay’ın misyonunu yerine getirirken siyasi etkilerden bağımsız olmasını şart koşuyor ve kamu yararına çalışan derneklerin devletin tarafsızlığını temsil eden bir yapıda hareket etmesi gerektiğini ifade ediyor. Türk Kızılay da bu bağlamda yalnızca insani değerler doğrultusunda faaliyet göstermesi gerektiğini ortaya koyuyor. Ancak karşılaştığımız tablo bize çok daha farklı bir durumun tertiplendiğini gösteriyor.

Gürcan Özaydın’ın Kızılay’dan maaş aldığı süre boyunca fiilen AK Parti Tunceli İl Başkanlığı’nda aktif siyaset yaptığı ve çalıştığını belgeleyen AK Parti Tunceli İl Başkanı Bülent Süner imzalı yanıt, bu durumu resmi olarak doğrulamış durumda. Ayrıca, Kızılay Tunceli Şubesinin sosyal medya incelemeleri de Gürcan Özaydın’ın bu sürelerde yardım etkinliklerinde yer almadığını, yalnızca birkaç toplantıda fotoğraf karesinde bulunarak Kızılay’a konuk olduğunu gösteriyor. Bu durum, “bankamatik memurluğu” iddialarının ötesine geçerek, resmi bir skandal olarak kamuoyuna yansımış vaziyette. Tüm bu gelişmeler, hem Kızılay’ın tarafsızlık ilkesine olan güveni yerle bir etmiş hem de kurumun siyasi etkilerle nasıl manipüle edildiğini gözler önüne sermiş durumda.

 DERNEK KARAR DEFTERİNE SONRADAN EKLEME YAPILDIĞI İDDİALARI

Tunceli Kızılay Şubesi’nde başlayan bu kriz, yalnızca bir bölgeye özgü değil, Kızılay’ın kurumsal bağımsızlığını tehdit eden bir yapısal sorunun yansıması olarak değerlendiriliyor. Gürcan Özaydın’ın işe alınması sürecinde Şube Başkanı Ercan Sadağ’ın, yönetim kurulu üyelerinden habersiz şekilde karar defterine ekleme yaptığı iddiaları, kurum içinde yetkilerin kötüye kullanıldığını ve etik değerlerin ihlal edildiğini açıkça ortaya koyarak skandalın boyutlarını daha da sarsıcı hale getiriyor.

Gazeteci Zülfü Bal’ın yaptığı haber sonrasında, Kızılay Tunceli Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve AK Parti Tunceli Merkez İlçe Başkanı Recai Hazar, yaşanan skandalla ilgili yönetim kurulu üyelerinin işe alım sürecine dair hiçbir bilgiye sahip olmadığını belirten bir açıklama yaparak; Gürcan Özaydın’ın işe alım kararının, Şube Başkanı Ercan Sadağ tarafından yönetim kurulunun haberi olmadan karar defterine eklendiğini Gazeteci Zülfü Bal’a şu cümlelerle anlattı;

“ Kızılay Dernek Karar defterinde Gürcan Özaydın’ın işe alımına dair hiçbir kararı görmedik. Karar defterindeki ilgili sayfanın üst kısmında bizim imza attığımız başka bir karar yer alıyor diye hatırlıyorum. Ancak o kararın alt kısmındaki boşluğa, Gürcan Özaydın’ın işe alımına dair kararın sonradan eklendiğini sizin yayınladığınız videodan sonra fark ettik.”

Bu açıklama, Gürcan Özaydın'ın işe alım sürecindeki usulsüzlüklerin yalnızca bireysel bir ihmalden ibaret olmadığını, sistematik bir etik ihlalini ve yönetim mekanizmasındaki şeffaflık eksikliğini açıkça ortaya koyuyor. Bu durum, yalnızca bir bölgesel sorun değil, Türk Kızılay’ın kurumsal yapısında derinleşmiş olası zaafların daha geniş çapta incelenmesi gerektiğini işaret ediyor.

KIZILAY GENEL BAŞKANI FATMA MERİÇ YILMAZ BU KİŞİLERE SAHİP Mİ ÇIKIYOR.? 

Kamu vicdanını derinden yaralayan bu skandala karşı Kızılay yönetiminin sessizliği, toplumda tepkinin giderek büyümesine neden oluyor. Genel Başkan Fatma Meriç Yılmaz’ın, ortaya çıkan iddiaların ardından Kızılay’ın sosyal medya hesaplarında Gürcan Özaydın’ı öne çıkaran paylaşımlar yapması, konuya ilişkin soru işaretlerini artırarak şüpheleri daha da derinleştirmiş durumda.

Türkiye’nin en hassas bölgelerinden biri olan ve Kılıçdaroğlu’nun memleketi olarak bilinen Tunceli’de yaşanan bu kriz, yalnızca yerel bir mesele olmaktan çıkarak ulusal ölçekte Kızılay’ın ahlaki değerlerine bağlılığını sorgulatan bir sınava dönüşmüş gibi görünüyor. Yılların güven sembolü olan bir kurumun siyasi çıkarların etkisi altında kalması, toplumun geniş kesimleri tarafından kabul edilemez bir durum olarak değerlendiriliyor. AK Parti bağlantılı olduğu iddia edilen bu atama süreci, siyasi etkilerin Kızılay’ın tarafsızlık ilkelerine nasıl zarar verdiği sorusunu yeniden gündeme getiriyor.

Gürcan Özaydın’ın siyasi görevlerini sürdürdüğü dönemde Kızılay’dan maaş alması ve sürecin detaylarında ortaya çıkan usulsüzlük iddiaları, kurumun liyakat ve tarafsızlık prensiplerini koruyup koruyamayacağına dair ciddi endişelere yol açıyor. Kızılay yönetiminin şu ana kadar net bir açıklama yapmaması ise dikkatleri üzerine çekiyor.

Bu skandal, Kızılay’ın güvenilirliğini yeniden kazanabilmesi için atacağı adımların önemini artırırken, yaşananların aydınlatılması ve sorumluların hesap vermesi, kamuoyunun yakından takip ettiği ve yanıt beklediği bir mesele olarak gündemdeki sıcaklığını koruyor.

Haber yayın tarihimizden sonra iddiaların odağındaki Gürcan Özaydın'ı sosyal medya hesabından sıklıkla paylaşan Genel Başkan Fatma Meriç Yılmaz bunlara sahip mi çıkıyor yoksa usülsüzlükleri ortaya çıkaran Gazeteci Zülfü Bal'a meydan mı okuyor sorularının cevabı kamuoyunda merak konusu oldu.

Haber dosyamızın 2. bölümünde kadına şiddet, alkol, Kızılay yardımlarının ihtiyaç sahibi olmayanlara dağıtılması, yakın akrabaların Kızılay'a alınmasını, Ak Parti İl Başkanı ve Kardeşinin yoksul TOKİ'lerinden arsa almalarını yayınlayacağız.

 

 

 

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER