MUSTAFA GÜL’E TOKAT GİBİ CEVAP.!

Genel

Kanal 23 ekranlarında yayınlanan, Moderatörlüğünü Genel Yayın Yönetmeni Arif Çakmak’ın yaptığı Ayrıntı programına katılan Prof. Dr. Mustafa Gül birbiriyle tamamen çelişen, bir sonraki cümlesi bir önceki cümlesini yalanlayan açıklamalarıyla ülkücü camiadan gelen, son dönemlerin en büyük ve en öfkeli tepkilerine hedef oldu.

Siyaset yaptığı hiçbir siyasi partide barınamayan, içerisindeyken öve öve bitiremediği siyasi partileri ve genel başkanlarını ayrıldıktan sonra ihanet ve vefasızlık boyutuna varacak şekilde yerden yere vuran, kendisini siyasi partilerden üstün gören Prof. Dr. Mustafa Gül yaptığı açıklamalarıyla “ Bu kadar da olmaz dedirtti”

Milliyetçi Hareket Partisi’ne, Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeliye, tek davası Vatan olan ülkücü camiaya yönelik yapmış olduğu tutarsız ve mesnetsiz söylemlerine başta Milliyetçi Hareket Partisi
Elazığ İl Başkanı Semih Işıkver ve Milliyetçi Hareket Partisi Teşkilat Başkanı Hamit Kaya olmak üzere ülkücü camianın tamamından  peş peşe tokat gibi tepkiler aldı.

Ülkücü olduğunu iddia eden Mustafa Gül, ülkücülüğün tek adresi olan MHP’ye sırt çevirerek İYİ parti saflarında yer almıştı. İYİ Partide de barınamayan Mustafa Gül Milliyetçi Hareket Partisi’ne yaptığını İYİ partiye de yaparak, öve öve bitiremediklerini “kötüleme” alışkanlığına İyi partiyi de ekledi.

MUSTAFA GÜL CHP’YE NAZAR BONCUĞU MU DAĞITIYOR?

Ülkücülerle ve Milliyetçi Hareket Partisiyle hiçbir dönemde, hiçbir konuda ortak zeminde buluşmamış olan CHP’yi ve CHP Milletvekilini öven,  “Oy’um olsa Gürsel Erol’a verirdim” diyen Prof. Dr. Mustafa Gül’e çelişkili ve tutarsız açıklamalarına binaen çelişkisiz ve tutarlı sorular soralım.

Milliyetçi Hareket Partisi, AK Parti ve İYİ Parti’yi yerden yere vurup “CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol’a oy veririm” dediniz, “En demokrat parti CHP gibi görünüyor” dediniz, Siyasete atılma konusunda “Enerjim yerinde, sağlığım yerinde siyasete dönebilirim” ifadesini kullandığınıza göre CHP’de siyaset yapmayı mı düşünüyorsunuz? Geçeceğiniz siyasi partiyi ne kadar süre sonra terk edip onları da kötülemeye başlarsınız? “Milliyetçi Hareket Partisine karşıyım, Devlet Bahçeliye karşıyım ama ÜLKÜCÜYÜM” diyorsunuz. Siz ülkücülüğü hangi partide öğrendiniz? Sorumuza geçmeden önce Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarını, ivmesini, başarısını tavan yaptıran Milliyetçi Hareket Partisi Elazığ İl Başkanı Semih Işıkver’in canlı yayında şahsınıza yolladığı mesajı hatırlayalım;

“Mustafa beyi MHP Milletvekili olarak vatandaşa sunmayınız. İYİ partinin başarısını MHP’den daha fazla oy almasını bekleyen birisinin MHP 21. dönem Milletvekilli sıfatıyla programınızda olmasını doğru bulmadım. MHP Milletvekilli ibaresini oradan silinip İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi olarak değiştirmenizi rica ediyorum.”

Kendinizi düşürdüğünüz bu durumdan sonra “Siyasete devam edebilirim” söyleminizi bırakıp tavla, satranç gibi hobilere veya daimi emeklilik gibi bir hayata yönelmeyi düşünür müsünüz?

Yine sorumuza geçmeden önce Milliyetçi Hareket Partisi Teşkilat Başkanı Hamit Kaya’nın canlı yayında şahsınıza yolladığı mesajı hatırlayalım;

 

“MHP ile problem yaşayan ve partimizden istifa eden Meral Akşener’in ardına düşerek ikbal istikbal derdine düşenlerin hala MHP 21. Dönem sıfatıyla programınıza çıkmasını kabullenemiyoruz. Bizim partimizin adını kullanarak eleştirmesi doğru değildir. Biz bu tavrı kabul etmiyoruz. MHP’nin Mustafa Gül’ün kitlesine de ihtiyacı yoktur. MHP den istifa eden birisinin İyi partinin ve Meral Akşener’in emrine girmiş birisinin hala partimiz hakkında yorum yapması ne kadar doğrudur. Kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Bu yapılanı partimizin kurumsal kimliğine saygısızlık olarak kabul ediyoruz.”

Milliyetçi Hareket Partisi’nin Elazığ’da ki en yetkili isimlerinden almış olduğunuz bu mesajlar ile MHP ve ülkücü tabanda hiçbir karşılığınızın olmadığını öğrenmiş olmanız sizde herhangi bir pişmanlık oluşturdu mu?

GÜL’ÜN KENDİ İFADESİNE GÖRE “AÇIKLAMALARI TERBİYESİZLİKTİR..”

Katıldığı programda iştahlı bir şekilde barınamayıp k ayrıldığı Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti ve bu partilerin Genel Başkanlarını kötüleyen Prof. Dr. Mustafa Gül programın sonlarına doğru şu ifadeyi kullanmıştır. “Ayrıldım diye onları kötülemek terbiyesizlik olur”

Bu paragrafın ardından soruyu da, cevabı da Prof. Dr. Mustafa Gül’e ve siz değerli okuyucularımıza bırakıyoruz.

MUSTAFA GÜL’DEN MÜTEAHHİTLERE AĞIR SUÇLAMA

Milliyetçi Hareket Partisine, Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeliye,  dönemin İl Başkanı Raif Çiçek’e,  Ülkücü camiaya, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e, Meral Akşener’in mevcut yol arkadaşlarına demediğini bırakmayan Mustafa Gül hızını alamayarak Müteahhitleri de ayrım yapmaksızın sahtekarlık ile suçladı.

“Müteahhitler mal sahiplerini kandırıyor” ifadesini kullanarak tüm Müteahhitleri zan altında bırakan Mutafa Gül’ün bu açıklamasından sonra ELMÜTDER başkanı Avukat Osman Avcıl’ın nasıl bir cevap vereceği de kamuoyu tarafından merak ediliyor.

MERAL AKŞENER ÜLKÜCÜLERLE DEĞİL YOLDA BULDUKLARIYLA YÜRÜYOR

Prof. Dr. Mustafa Gül İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ülkücülerle değil yolda bulduklarıyla yürüdüğü açıklamasını yaptı.

Özet yapılacak olursa;

“Devlet Bahçeliye Karşıyım, MHP’ye Karşıyım Ama Ülkücüyüm”

 “MHP’den ayrıldığıma kesinlikle pişman değilim” 

“Meral Akşener’i yola çıkaran bizleriz, Meral Akşener ülkücülerle değil yolda bulduklarıyla yürüyor”

“Meral Akşener yanlış işler yapıyor, İYİ Parti ikinci parti olabilir”

“ Ülkücüyüm ama oy’um olsa CHP vekiline veririm”

Vefasızlık ve tamamen çelişkilerle dolu bu açıklamalardan sonra vatandaşlar Prof. Dr. Mustafa Gül’e sessiz sedasız bir dinlenme ve öz eleştiri dönemine girmesini öneriyorlar.

 

 

Ekmek yediği, siyasi kimlik kazandığı  partileri ve Genel Başkanlarını kötüleyerek, kendisini siyasi partiler ve Genel Başkanlarından daha üstün, daha akıllı, daha iyi siyasetçi olarak gören Prof. Dr.  Mustafa Gül’e, Manşet 23 olarak Ayrıntı programın da yapmış olduğu açıklamaları mantık ve siyasi etik zeminlerinde değerlendirdiğimizi,  Milliyetçi Hareket Partisi Elazığ İl Başkanı Semih Işıkver’in mesajında ki talebini gerçekçi bulduğumuzu, bu sebeple de haberimizde kendisine sıfat olarak sadece Prof. Dr. Ünvanını kullandığımızı ifade etmek isteriz.