PROF. DR. BİLAL ÇOBAN: ELAZIĞ AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİDİR

Genel

Prof. Dr. Çoban, yaptığı açıklamada özellikle çiçeklenme dönemindeki kayısı, üzüm, ceviz, dut ve badem gibi ürünlerde yüzde 80 ila 90 oranında kayıplar yaşandığını söyledi. “Bir yıllık emek bir gecede dondu. Tarlada değil, yürekte buz tuttu.” ifadelerini kullanan Çoban, yaşanan afetin yalnızca tarımsal ürünleri değil, Elazığ halkının geçimini, umudunu ve emeğini etkilediğini vurguladı.

 

"Çiftçi sezon başlamadan iflas noktasında"

Baskil’in kayısısı, Palu ve Hoş köylerinin üzümü, Karakoçan’ın cevizi, Ağın’ın bademi, Maden’in dutu gibi Elazığ’a özgü tarımsal ürünlerin büyük zarar gördüğünü aktaran Çoban,

 

“Bugün Elazığ’da binlerce çiftçi, sezon başlamadan iflas noktasına gelmiş, borçlar altında ezilmekte, umudunu toprağa gömmeye zorlanmaktadır” dedi.

Bu durumun sadece Elazığ’ı değil; Malatya, Sivas, Tunceli, Manisa ve Karaman gibi birçok ili etkileyen geniş çaplı bir tarım krizi olduğunu söyleyen Çoban,

 

“En büyük felaket, bu çığlığın duyulmaması ve üreticinin yalnız bırakılması olur” ifadelerine yer verdi.

HazarSAM'dan beş maddelik acil çağrı

HazarSAM olarak yetkililere ve kamuoyuna beş maddelik bir çağrı yaptıklarını belirten Prof. Dr. Bilal Çoban, taleplerini şu şekilde sıraladı:

 

Elazığ, “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edilmelidir. Zarar gören çiftçilerin borçları ertelenmeli, faizsiz kredi desteği sağlanmalıdır. Sigortasız üreticilere doğrudan destek verilmeli, TARSİM kapsamı genişletilmelidir. Erken uyarı sistemleri yaygınlaştırılmalı, üreticilere eğitim ve teknik destek sunulmalıdır. Elazığ milletvekilleri ve ilgili kurumlar, bu konuyu acilen TBMM gündemine taşımalıdır.

Prof. Dr. Çoban,

“Bu çağrımız siyasi değil, vicdanidir. Tarım sadece meyve değildir; geçimdir, dirençtir, bağımsızlıktır. Elazığ’ın direncini korumanın tek yolu, yaşanan bu felaketin adını koymak ve Elazığ’ı afet bölgesi ilan etmektir” diyerek açıklamasını sonlandırdı.