Eskiden ‘’DÜŞEŞ’’ gibi adamlar vardı bu ülkede, özellikle de bizim Elazığ’da!
17 Mart 2021, Çarşamba 09:28Yine abartmış demeyin sevgili okuyucular; Öyle ‘’LOKKOLAR ‘’vardı ki bu şehirde ‘’DÜŞEŞ’’ bile utanırdı onlardan. Çünkü onlar dümdüz selvi gibi adamlardılar.
Oturup kalkmasını da bilirlerdi onlar, hangi cemaatte ne konuşması gerektiğini de…
Tam onlarla tanışma fırsatı yakalamışken, yani çocukluktan gençliğe doğru adım atmışken bir baktım yavaş yavaş ayrılıyorlar aramızdan, birer birer çaktırmadan kaybolup gidiyorlar.
Demek ki hayat böyle deyip rahmet çıkartmaktan başka birşey yapmadan durup izledim sadece.
Tıpkı sizlerin izlediği gibi!…
Lakin onların bir binanın köşe taşı olduğunu idrak edebiliyordum.
Köşe taşının olmadan binaların yapılmayacağını da.
Onlardan sonra ‘’DÜBEŞ’’gibi adamlarla epey bir idare ettik, Göz açıp kapayıncaya kadar…
Onlarda iyi adamlardı.Düşeş gibi olmasalar bile en az onlara yakın olmak için mücadele ediyorlardı.
Rabbim onlardan da razı ve hoşnut olsun.
İyi, hoş, güzel insanlardı.
Kefinleri nur dolu olsun.
Herşey iyi hoştu da çatal yürekli olmadıkları için dayanamadılar mı yoksa yaşanacakları tahmin ettikleri için midir bilmem onlarda çekip gittiler.
Varsın gitsinler dedik ardlarından.
Dünyanın kanunudur,
Her canlı ölümü tadacaktır.
Yapacak birşey yok.
Ölüm Hak miras helal diyerek…
Nasıl olsa ‘’DÖRTCAR’’ gibi heriflerimiz var. Düşeş ile dübeşçiler giderse yerlerini onlar doldurur bir müddette onlarla idare ederik dedik. Dedik ama orta bociklerden kimseye fayda gelmeyeceğini düşünemedik.
Neyse başınızı fazla ağırtmamak adına kısa keseyim. İnsan dediğin topluma faydası varsa insandır.
Toplumun dertleriyle kendini yoruyor ve toplum için bir şeyler yapmaya çalışıyorsa insandır.
Öyle durduk yere bende insanım deyip harman makinası gibi savurmakla olmuyor insanlık
Kendi kendini meht etmekle de!…
‘’DÖRTCAR’’gibi olanlara rahmet çıkartmayacağım. Lütfen bana bundan dolayı kızmayın.
Çünkü onlar ne ağlamayı bildiler bu ülkede ne gülmeyi nede güldürmeyi kendilerinden sonra gelecek nesli!
Beyhude yaşayıp gittiler bence.
Şimdi kemerleri bağlayıp burasını çok iyi okuyun dostlar. Bahsettiğim bu üç nesil hıran kaşan birşekilde bu ülkede birşeylerin oluşmasında vesile oldular.
Onlardan sonra ‘’DÜSECİLER’’çıktı piyasaya.
Onlar düşeşcilerin yarısı gibiydiler. Azda olsa çok da olsa 12 imamların kantarına bağlı kalmaya dikkat ederlerdi. Kalkıp desem ki çok iyiydiler Türk milletini Yezit belasından kurtardılar yalan olur.
Ama matem tutmanın yalavuz açlıktan ibaret olmadığını bilirlerdi. Eşrefi mahluktular…
Kefinleri nur dolu olsun. Hızır yoldaşları olsun.
Onları da yitirdikten sonra bu sefer piyasaya ‘’DUBARACILAR’’ çıktılar.
Hep yek kadar değeri olmayanlar yani!
Adamlar dubaracı mubaracıydılar ama günümüz ‘’KELAYAZLARINDAN’’yüzbin kat iyiydiler.
Bir müddet onlarla da geçirdik zaman .
Çekelim derdi sineye busene gülmedik belki seneye türküsünü söyleyerek.
Neyse ki onlarda miyadını doldurup vakit geldiğinde gittiler.
Hani bir söz vardı ya ‘’AZA KANAAT ETMEYEN ÇOĞU BULAMAZ’’diye.
Her gelen gittikçe gelen gideni aratıyor oluyordu bu ülkede.
Birşeyler ters gidiyordu ama birtürlü çözemiyordum.
Daha doğrusu çözmeye çalışmıyordum.
Çünkü gidenler ayrıldıkça aramızdan ortaya basireti bağlanmış insanlar çıkıyordu.
Kim ne yaparsa yapsın milletimiz kendini kurtarma telaşı içinde hareket ediyor bana değmeyen yılan bin yaşasın diyordu.
Bu durum normal bir durum değildi lakin yukarıda dediğim gibi birçok insanın basireti bağlandığı için kimsenin gıkı çıkmıyordu.
‘’HEPYEK’’domino oynayanlar iyi bilirler ‘’HEPYEK’’ o oyunda sürekli baş belasıdır. Çoğukez insanın elinde kalır.
Toplumda da aynen öyle oldu mübarek
Elimizde kaldılar
Tıpkı ‘’KELAYAZLAR ‘’gibi.
İkisinin de bir değeri yoktu ama nasıl olduysa sermaye bunlara geçti.
Sermaye ellerine geçtikçe de azda olsa ayakta durmaya çalışan düşeş,dübeş ,dörtcar ve dusecileri üzmeye başladılar. Bulundukları her ortamda bu ağabeylere paralarının gölgesine sığınarak gıcık verdiler. Yanlız gıcık mı ?Neler var neler…
Yazmak lazım ama sayfalar yetmez.
Sadece şunu diyeyim Arif olanlar anlar.
Karun gibi gördüler kendilerini.
Kul hakkına tecavüz ederek Ölümü unuttular.
Gelsin dolar gitsin iman dediler.
Bunların takdir ettiğim en güzel yönleri karda yürüyüp izlerini belli etmemeleridir birde dindar görünüp gerçek dindarları çok güzel aldatmalarıdır.
Başka da hiçbir yönlerini beğenmem ve bu tiplere selam bile vermek istemem ben.
Selam Allah’ın selamı demeyin dostlar. İnsan olan bu tipleri gördüğünde huya cine gelir
Üzülür kahrolur.
Onun içinde değil selam vermek, gezdikleri caddelere bile girmek istemiyor bunları anlayan.
Şimdilik devran onların sürsünler bakalım hayasız hayatlarını. Utanma nedir bilemeyen yüzleriyle.
Ancak söyleyin şunu unutmasınlar. Kelayaz gibi ortada kaldıkları gün kimse rahmet çıkartmayacak ruhlarına. Daha çok türkü okuyacaklar, onlar yüzünden hergece kuytularda ağlayan baboşlar …
Saygı ve sevgilerimle düşeş gibi adamlardan olmanızı ümit ediyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum