ÜLKÜCÜ GAZETECİ OLMAK.. VE SONUÇLARI.!
25 Kasım 2024, Pazartesi 15:03“1990 yılından bu güne kadar gönül verdiğim, inandığım, içerisinde bulunmaktan şeref duyduğum Milliyetçi Hareket Partisinde yaklaşık 2 yıldır hiçbir aktif görevim ve ünvanım bulunmamaktadır.”
Şimdi haklı olarak bir çoğunuz diyeceksiniz ki bu bilgilendirme bizi neden ilgilendirsin .?
Evet haklısınız elbette ki bir çoğunuzu ilgilendirmiyor bu bilgi. Lakin Ülkücü Gazeteci oluşum hem şahsıma, hem gönül verdiğim partime, hem de “Dava arkadaşlarım” diye adlandırdığım dostlarıma anlamsız ve gereksiz bir şekilde o kadar çok sayı da bela açtı ki artık bazı şeyleri yazmanın zamanıdır hissiyatı oluştu bende.
32 yıldır icra etmeye çalıştığım mesleğim de şunu net olarak gördüm ki tüm gazetecilerin siyasi görüşleri siyasi gönül bağları vardır ve olmalıdır da. Kimi gazeteciler siyasi görüşünü gizler kimileri ise benim gibi korkmadan çekinmeden aleni şekilde açıklar, ona göre yaşamını ve mesleğini sürdürür.
Bu iki farklı stratejiden hangisi doğrudur sorusunun cevabı ise her gazeteciye göre değişkenlik gösterir.
Hem gazetecilik hem de aktif siyasi görevleri icra etmiş birisi olduğum için gerek yaşamım da gerekse ticari faaliyetlerim de bana reva görülen haksızlıkları, engellemeleri ve kayıplarımı da uzun uzun anlatacak değilim.
Pişman mıyım.? Vallahi değilim..
Şimdi gelelim bizim hikayemize ;
Ben habercilik anlamında yaptığım ve yapacağım haber dosyalarıyla ilgili kimseden talimat almayan, birilerinin hatırı için de haberi yapmaktan vazgeçen bir yapıya sahip değilim.
Yaptığım haberler sonrasın da siyasi görüşümü referans alarak Parti yöneticilerimizi, dava arkadaşlarımızı arayıp bana ayar vermeye, baskı kurmaya çalıştılar hep haberlerimde ki muhatap kişiler ve kurumlar.
Bu saçma durumun bana verdiği üzüntü sıkıntı inanın zerre kadar umurumda olmadı hiç, lakin parti yöneticilerimizi ve dava arkadaşlarımızı haksız yere töhmet altında bıraktı ve hiçbir dahli olmamasına rağmen onları yıllarca zor durumda bıraktı.
Ülkücü gazeteci oluşumdan ve akabinde yapmış olduğum haber dosyalarından dolayı her hangi bir dava arkadaşımı sorumlu addedip cezalandırmış olan kişiler ve makamlar var ise bu en hafif tabir ile şerefsizliktir namussuzluktur.
Ülkücü gazeteci oluşumdan ve akabinde yapmış olduğum haber dosyalarımdan dolayı her hangi bir dava arkadaşımı sorumlu addedip ödüllendirmiş olan kişiler ve makamlar var ise bu da en hafif tabir ile liyakatsizliktir ve görevi kötüye kullanmaktır.
Kaldı ki hiçbir dava arkadaşım yapılan bir haber sebebi ile ödüllendirilmeyi zinhar kabul etmez.
Ve bende yaptığım her hangi bir haber sebebiyle her hangi bir dava arkadaşımın cezalandırılmasını asla kabul etmem.
Cezalandırılma noktasında son dönemlerde bana hatrı sayılır oranda bilgiler ve hatta sitemler gelmeye başladı dava arkadaşlarımdan ve dostlarımdan.
Benim yüzümden cezalandırıldıklarını düşünen dostlarımın beni suçlamalarına, beni sorumlu görmelerine ve sitemlerine şimdilik bir şey demeyeceğim, lakin şahsıma yükledikleri bu suçlamanın gerçeklik oranını elbette ki araştıracağım.
Yaptığım haberlerde ki gerçeklikler ile yüzleşemeyen, kabullenemeyen ve yediği haltların ifşasından rahatsızlık duyarak benimle değil de dava arkadaşlarım ile uğraşma basiretsizliğine ve korkaklığına yeltenenler oldu ise çok net bilmelidirler ki mevki ve makamları ne olursa olsun hesabını sorarım, ahımı da kimsede bırakmam.
Şimdilik kişi ve kurum ismi vermiyorum ama her koldan araştırmalarıma devam ediyorum.
Rabbim her zaman doğru olanlara yar dır ve yardımcıdır. İnanıyorum ki iddialar doğru ise bir şekilde önüme çıkacaktır, bir şekilde elime geçecektir ve o dakikadan itibaren hesabımı mahşere bırakmayacağımı da herkes görecektir.
Benim yüzümden cezalandırıldıklarını düşünen dostlarımın da (!) haklı olup olmadıkları bu şekilde gün yüzüne çıkacaktır. İddiaları ve bana yönelttikleri suçlamalar doğru ise onlar için canımla kanımla savaşıp hak etmedikleri mağduriyetleri ortadan kaldırmak için, bu haksız mağduriyeti onlara yaşatanlara hesap sormak için and içtiğimi ve yemin ettiğimi de satırlarıma kararlı bir şekilde not düşüyorum..
Ama şu da bilinmelidir ki benim yüzümden cezalandırıldıklarını düşünenler yanılmışlarsa ve yaşadıkları olumsuzlukları haksız yere benimle eşleştirip kuruntularını suçlamaya dönüştürmüşlerse bunun da kul hakkı olduğunu bilmelidirler ve hem benim hem de diğer muhatabı olan yöneticilerin haklarına girmişlerdir.
Bu durum gerçekleşir ise muhatap yöneticilerden helallik isterler mi, isterlerse helallik alırlar mı orasını bilemem ama benden helallik alamayacaklarını da net bir şekilde şimdiden ifade etmiş olayım.!
Hülasa, nasıl ki her insanın bir mesleği ve mesleğinin gerektirdikleri var ise benim de bir mesleğim ve mesleğimin gerektirdikleri vardır. Ben nasıl herkesin mesleğine saygı duyuyor ve mesleklerine müdahale etmiyorsam hiç kimsenin de benim mesleğimi icra ediş şeklime müdahale etmeye çalışması söz konusu olmamalıdır ve olmayacaktır.
Ve dahi hiç kimsenin de mesleğimden dolayı siyasi büyüklerimi ve siyasi dostlarımı rahatsız etmeye, onları sorumlu tutmaya hakları ve hadleri bulunmamaktadır.
Ülkücü olmayı bu yaşıma kadar onur saydım şeref saydım, son nefesime kadar da onur sayarım şeref sayarım.
Hiç kimse beni başka bir siyasi görüşte, başka bir parti de görmemiştir ve göremeyecektir.
Hiç bir dostuma zarar vermeyeceğimi lakin hiç kimsenin de tırmanma basamağı olmayacağımı ifade ederek son satırlarımızı kaleme alalım.!
İsmini duyduğum da bile içimin eridiği Milliyetçi Hareket Partisin de her hangi bir aktif görevimin ve ünvanımın bulunmadığını ( ki bu hiç görevim olmayacağı anlamına da gelmemeli ) bir kez daha belirttikten sonra yaptığım ve yapacağım tüm haberlerin sadece şahsımı ve medya şirketimi bağladığını, hesap sormak isteyeceklerin hesap sorması gereken kişinin sadece şahsım ve şirketim olduğunu bir kez daha belirtiyor ve herkesin yolunun bahtının açık olmasını temenni ediyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum