ULUS BİLİNCİ

Ulus, aynı topraklar üzerinde yaşayan tarihleri, kültürleri, örf, alene, gelenek ve görenekleri aynı olan, genellikle de aynı dili konuşan insan topluluğunun adıdır.
Bunu bilmeyen de yoktur sanırım. Ancak, ne hikmetse bunun böyle olduğunu bilenler uygulamaya gelince ulus bilinci yerine kendi şahsi çıkar ve menfaati üzerine hareket ederek kendi yaşamını sürdürmeye çalışıyorlar.
Neden böyle yapıyorlar? Korku psikoloji başta olmak üzere maddeye ram oldukları için derim.Çünkü günümüz insanları ahretliklerini elinin tersiyle itip dünyalıklarına bakıyor.
Ve o dünyalığın kendisini ahrette de kurtaracağına inanıyor. Bu da topluma istemediğimiz ve arzu etmediğimiz şekilde ülkemize ve ülkemiz insanlarına zarar veriyor. 
Özellikle benim yaşadığım şehir olan Elazığ’da bu durum alabildiğince yaygın ve çok insan kendi egosunu tatmin etmek için elinden ne geliyorsa onu yapıyor.
Oysa, bu kent tarihin tüm evrelerinde bölgede adını herzaman mertliği, cömertliği, yardımseverliği, misafirperverliği,  dürüstlüğü, yiğitliği, çalışkanlığı, alçakgönüllülügü ve vatanperverliliği ile duyurmuş bir kenttir. 
Geçmişte yanlışı olmamıştır ulsuna bundan sonra da olmamalıdır.  Çok zaman düşünüyorum kendi kendime yalnız kaldığım zaman Elazığ gibi kadim bir kentin insanları ulus bilincini kaybetmiş ise kim bilir güzel ülkem Türkiye’m ne haldedir diye.
Sonra, gözlerimin önüne kaybettiğimiz ulus bilinci ve bozulan Türk aile yapısı geliyor.  Kim yaptı, neden yaptı bu kötülüğü bu ülke ve bu ile? Orasını herkes benden daha iyi biliyor ve daha iyi tahmin edebiliyor.
Ancak, yukarıda dediğim gibi madde ve korku psikoloji Allah korkusunun önüne geçince bırakın bildiklerini anlatmayı topluma, daha çok ar damarını patlatıp utanma duygusunu yok ederek Ulus bilincini yok etmek için çabaladılar ve çabalıyorlar.
Allah milletimize feraset versin. Hele de herşeyini maddeye ram edip kendi ulusu ve evladı ayanını kendine kurban edenlere daha çok versin.
Çünkü onların buna gerçekten çok ihtiyaçları var. Tutarlı davranmak nedir, insanlık ne işe yarar, Dinimiz emirlerinden ilk şart nedir hiç umurlarında değil.
Bana değmeyen yılan bin yaşasın diyerek hayatına devam eden bu cenah şunu iyi bilsin ki; Hiçbirimizin gençleri bizlerden para pul ve makam bırakmamızı istemiyorlar. Hepsinin ortak derdi babalarının kendilerine şerefli ve onurlu bir yaşam bırakmasıdır. Evlatlarına bunu sağlayan insanları ben, saygıyla yad ediyorum.  Ama ulus ve toplum bilincini yitiren insanları da Allah’a havale ediyorum. O yüceler yücesidir ve herkese hak ettiği cezayı birgün mutlaka verecektir. Bundan zerrei miskal şüphem yoktur.

Lakin, demem o ki; İşimizi ona bırakmadan herkes ama herkes Toplum ilişkileri hakkında belirlenen özellikler ve niteliklere uyarak yaşadığı çevreye ve bildiklerini kendisinden sonra gelecek nesillere aktarmaya çalışmalıdır. 
Unutmayın ki; Bu bilinç kayboldukça bu ülke batacaktır.  Bu sebeple toplum ilişkilerine önem vermek, onu kuvvetlendirmek ve yaşatmak gerekir. Her türlü gelişmenin, huzur ve güvenin kaynağı toplum ilişkileridir.
Bundan mahrum kalmayalım ve çocuklarımıza konu hakkında bilgiler verelim. Siz değerli okuyucularımdan ricam, bu konuda biraz hassasiyetli davranıp bu bilinci hem kendinize hem de çocuklarınıza aşılmanızdır. Milli birlik ve beraberlik için lütfen yapınız bunu.

Saygı ve sevgilerimle.